Avrupa Adalet Divanı, eşcinselliğin yasa dışı sayıldığı ülkelerden bu gerekçeyle kaçan sığınmacıların gerçekten eşcinsel olup olmadığının belirlenmesi için psikolojik teste tabi tutulamayacağına hükmetti.

Avrupa Adalet Divanı, eşcinsel olduğu için ülkesinde cezalandırılacağından korktuğu gerekçesiyle sığınma başvurusunda bulunan bir Nijeryalı’nın Macar yetkililerce psikolojik teste tabi tutulmasının yanlış olduğuna karar verdi. Kararda, böyle bir testin “sığınma başvurusu yapan kişinin özel hayatına orantısız bir müdahale” olacağı ifade edildi.

Lüksemburg’daki mahkeme, yetkililerin uzman görüşüne başvurabileceğine ancak bunun insan hakları standardlarıyla uyumlu olması gerektiğine hükmetti. Mahkeme, bu tarz bir müdahalenin, “sığınmacının hayatının en mahrem yönlerine” ulaşmayı amaçladığı için “özellikle ciddi olduğunu” belirtti.

Kararda başvurucunun ismi yer almazken, bu kişinin Macaristan’a Ortadoğu ve Afrika’dan yüksek oranda göçün yaşandığı Nisan 2015’te başvurduğu bildirildi. Macar yetkililerin, mürekkep testi olarak da bilinen Rorschach testini uyguladıkları Nijeryalı başvurucudan yağmurda kalan bir adamın resmini çizmesini de istedikleri belirtildi. Söz konusu testin ardından Nijeryalı’nın başvurusu reddedilmişti.

2015 senesinde özellikle Suriye’deki iç savaş sebebiyle Türkiye üzerinden Avrupa Birliği ülkelerine giden mülteci sayısında rekor bir artış yaşanmış, bir milyondan fazla mülteci AB’nin farklı ülkelerine gitmek için hayatlarını tehlikeye atmıştı. Macaristan Başbakanı Viktor Orban, 2015’te had safhaya ulaşan mülteci krizi esnasında ülkesinden geçmek isteyen sığınmacıları almamak için ülkenin güney sınırına çit ördürmüştü.

Pew Araştırma Merkezi’nin Küresel Tutumlar Projesi’nin verilerine göre, Nijerya’da nüfusun yüzde 97’si eşcinselliğin kabul edilmez bir hayat tarzı olduğunu düşünüyor. Eşcinselliğin yasa dışı sayıldığı Nijerya’daki cezalar bazı bölgelerde, taşlanarak öldürülmeye kadar varabiliyor.

www.dw.com